yJNqAK. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşe Serçin Külsoy, anne adaylarının sezaryen mi yoksa normal doğum mu yaptırmaları konusunda oldukça faydalı ve bir o kadar da yön verici açıklamalarda bulundu. HANGİ DURUMLARDA SEZARYEN GEREKİR? Tabii ki doğum fizyolojik bir olay olduğu için ekstra durumlar hariç vajinal yol tercih edilmeli. Ancak vajinal yolla doğumun gerçekleşmesinin imkansız ya da çok travmatik, komplikasyona açık, anne ve bebeğin hayatını tehdit edici olacağı öyle durumlar vardır ki, bu durumlarda sezaryen tercih edilmeli. KARAR DOKTORA BIRAKILMALI Sezaryen gerekip gerekmediğine doktorunuz, bazen doğum henüz başlamadan bazen de doğum esnasında olayın gidişatına göre karar verir. Burada hastaların yapması gereken şey; ısrarla "Normal doğum yapacağım" ya da tam tersi ısrarla "Sezaryen olacağım" demek yerine bu kararı doktorlara bırakmaktır. GEBELİK TAKİBİNDE Gebeliğin takibi sırasında; bebeğin eşinin rahim ağzını kapattığı plasenta previa olgularında, bebeğin eşinin yerinden erken ayrılıp iç kanamaya sebep verdiği dekolman plasenta vakalarında, eklampsi ve ağır preeklampsi denilen çok ciddi ve tedaviye yanıtsız tansiyon yükselmelerinde, normal yolla doğumu imkansız kılan vajinal kitle ya da alt yerleşimli büyük miyomlarda, bebeğin yan duruşlarında, omuz ya da kol sarkmalarında, kısacası anne ya da bebek hayatını tehdit edecek durumlarda doğum şekli sezaryen olmalı. PLANLAMA Yine geçirilmiş sezaryenler ya da daha önce rahime yapılmış ciddi cerrahi işlemler sonrası, baş gelişi olmayan çoğul gebeliklerde, 4 kilonun üstündeki iri bebeklerde, annenin kemik yapısının normal doğuma uygun olmadığı dar pelvis hallerinde, makat gelişlerde, kordon sarkmalarında tercihen sezaryen planlanır. İstisnai durumlarda doktorunuz sizin için en uygun yöntemi belirleyecektir. Bazen de hasta normal doğuma alınır ancak doğum sırasında meydana gelen acil durumlar yüzünden sezaryene alınması gerekebilir. Örneğin, travay takibi sırasında bebeğin kalp atışlarının hızla düşüp toparlanamaması fetal distres, açıklığın henüz az olduğu doğumun gerçekleşmesinin saatleri bulacağı bir travayda bebeğin kakasını yapması koyu mekonyum ya da bebeğin sularının boşalıp kordonun vajinadan sarktığı durumlar kordon prolapsusu, bebeğin baş gelişiyken kafasının pozisyonunu değiştirip yüz gelişine dönmesi, tam açık olduğu halde başın vajinal kanala giremediği baş pelvis uygunsuzluğu vakaları da bu duruma örnek olarak verilebilir. HASTAYA DÜŞEN GÖREV? Bu konuda söylenecek en doğru şey, normal mi sezaryen mı diye karar verirken; hasta ve bebek için en travmasız ve komplikasyonsuz doğum şeklinin tercihidir ve buna, kesinlikle hastanın değil doktorun karar vermesi gerekir. Hastaya düşen görev ise, gebeliği boyunca disiplinli olarak, normal doğumun rahat geçmesi için gerekli olan egzersizlerini, pelvik kasları çalıştırıcı pilates hareketlerini yapmak, sağlıklı kilo almak, protein ve vitaminden zengin beslenmek ve bol su içmek, en önemlisi de doğuma psikolojik olarak kendini hazırlamak ve her aşamada doktoruna güvenmek olacaktır.. Op. Dr. Ayşe Serçin KülsoyKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı camliktipInstagram camliktip
nur hanım ben 37 haftalık hamileyim ilk çocuğumuz ben doğumdan çook korkuyorum yaklaştıkça daha çok telaş ve korku sarıyo adeta elim ayağım titrio doğumun adı anılınca sezeryan geçio aklımdan ama herkez doktorum dahi normal için beni zorluo ben çook korkuorum hayatımda hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim kendimi Bu soruya cevap verir misin? Anneler deneyimlerinden faydalanmak istiyor! CEVAP YAZ
KORKUYORUM ANNE !!! Sezeryan mı? Normal doğum mu? İşte zurnanın sırt dediği yere geldik sevgili hanımlar, bu konuyla ilgili yazmasam olmazdı zira 5 ay geçmesine rağmen hala sorguluyorum sezeryan kararımı , acaba diyorum hep. Ben şimdi size istatistiklerden , devlet politikasından, doktor ve hastanelerin duruşundan, kitaplardan ,kadın anatomisinden , kadının doğasından falan bahsetmeyeceğim , sadece ve sadece kendi gözümden , bizzat deneyimlediğim bu süreçten bahsedeceğim ki zaten bütün bu konular içinde geçiyor olacak. Hamileliğim hayatımın en güzel , en keyifli , en huzurlu zamanlarıydı. Öyle ki sanırım kraliçelik böyle birşey bu hissiyatımda sevgilimin payını ne kadar anlatsam yetersiz kalır. Hamilelik , bebek, bebek psikolojisi , oyun , doğum gibi konuları henüz bebek yapmaya ben niyetliyken , ancak sevgilimin hala çekimser olduğu zamanlarda yani , hamileliğimden bir yıl öncesinde okumaya , araştırmaya başladım. O dönem bir de yakın arkadaşım Seda’m da hamile olunca okuduğumuz ve ilgilendiğimiz konuları paylaşmaya başladık birbirimizle. Ben öncelikle doğum ile ilgili okuyordum , izliyordum çünkü gerçekten çok korkuyordum doğum yapmaktan. Korkumun derinine inerek kaynağını bulup söküp atmak istiyordum içimden ,beynimden , bedenimden ve çevremden. Bu süreçte araştırırken aslında doğumun ne kadar normal bir şey olduğunu ve içimizdeki bu korkunun bize aslında taa annelerimizden miras olduğunu gördüm ve pek tabii yine bir kısım annelerin , teyzelerin , medyanın bunda payı çok büyüktü. Tıkadım kulaklarımı ve başladım kendimle ,bedenimle konuşmaya. İşe yaradımı ? 39+2. haftaya kadar EVET. Çok emindim kendimden , herhangi bir sağlık problemimiz olmadığı sürece oğluşum normal doğumla dünyaya gelmeliydi , kendisi belirlemeliydi ne zaman dünyaya gelmek isteyeceğini, müdahale etmek istemiyordum bu muhteşem yolculuğuna , hatta bir ara doğal doğum ilaçsız bile düşündüm ancak bazı fizyolojik gerçeklerimi de göz ardı edemezdim , abartmaya lüzum yoktu. Normal doğum fikriyle yolumuza devam ettik. 36. haftadan sonra bedenimde başlayan değişiklikler yani , pelvis kemiklerimdeki inanılmaz acı , ayağımla ayakkabı dahi itemeyişim, zaten hamileliğinin başından beri olan gece uykusuzluk durumumun hat safhalara çıkması , yatakta artık dönemem ,sırt ağrıları ve son hafta artık çarpıntı ve nefes alamama durumuyla 39. haftaya girdiğimizde ” sanırım ben normal doğuramayacağım çünkü gücüm yok nefes alamıyorum , ben bu halde ıkınamam ki , sanırım bir de korkuyorum Anıl” derken buldum kendimi. Evet inkar etmedim duygularımı 9 aydır uğraştığım atmaya çalıştığım korku saklandığı yerden hortlamıştı. Hem de ne hortlama. Bu arada kendimi motive etmeyi de ihmal etmiyordum, kontroller sıklaşmıştı ve ben her kontrole doğuma gider gibi gittim , pek tabii takma kirpiklerimi takıp ,saçlarımı maşalayıp ,makyajımı yaparaktan. Takma kirpikler doğumda olay oldu bu da eğlencesiydi. Yaşasın bakımlı anne!! Ve 39+ gittiğimiz kontrolde doktorumun yaptığı vajinal muayenede acıdan tavana vurmamla zaten kırılgan olan motivasyonum sıfırlandı, ardından doktorumla 45 dakikalık bir doğum konuşması yaptık ve o akşam sezeryan kararı alıp doktorumuza bildirdik. Konuşmanın içeriği tahmin edeceğiniz üzere benim acı eşiğimin çook düşük olması , bebeğimin büyümüş olması , benim vücudumun bebeğimi daha fazla taşımakta zorlanacağı gibi tamamen o andaki beni ikna eden bir konuşmaydı. Bu noktada doktorumu suçlamıyorum ama elbette eleştiriyorum çünkü benim şartlarımdaki ve psikolojimdeki birçok kadın zaten kolay kadar karar aldık desemde resmen ikiye bölünmüştüm , bir yanım bunalmıştı son dönem bedenimde olup bitenden,diğer yanımsa hala korkma ,diren , oğluna güven , salla doktorun söylediklerini diyordu. Iıh olmadı , pazar sabahına sezeryan randevumuzu aldık ve ben oğlumu doğurmadım , oğlumu ameliyatla karnımdan çıkardılar. Normal doğum acısından , sancısından sancı kelimesi kullanılmıyor yerine dalga deniliyor ki çok mantıklı açıklamaları var korkup , sezeryan acısının tillahını çektim , tam 25 gün. Şimdi bu yolculukta parçalar eksik gibi geliyor bana , kendimi doğum yapmış gibi hissetmiyorum , ne olduğunu anlatmakta çok güçlük çekiyorum ama sanırım doğru kelime “eksik”. Biliyorum ki benim gibi çok kadın var ve biliyorum ki sezeryan kararlarının çoğu içimize işlemiş korkudan kaynaklanıyor. Doğum bir “tam”lanma hali. Öyle ya da böyle oğlum dünyaya sağlıklı geldiği için çok mutluyuz. Tüm kadınlara güzel hamilelikler ve korkuların engellemediği doğumlar dilerim. Posted 8 years ago sezeryan, ceaserean, bebek doğum, hamilelik, ameliyat, baby, bebek, kadın olmak, mother, normal,
Konu Hakkında Merhaba, 18 Ocak 2022 tarihinde Gebelikle ilgili Sorum Var kategorisinde ZEYNEP_AYSİMA tarafından oluşturulan Normal doğum mu yoksa sezaryen mı ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 388 kez görüntülenmiş, 4 yorum ve 0 tepki puanı almıştır... Kategori Adı Gebelikle ilgili Sorum Var Konu Başlığı Normal doğum mu yoksa sezaryen mı ? Başlangıç tarihi 18 Ocak 2022 1 Kızlar doğum için hangi yöntemi düşünüyorsunuz. Normal doğum mu yoksa sezeryan mı tercih edersiniz benim ilk doğumum biraz korkuyorum. Sezaryen mı yapsam ? 2 Walla kuzum bana kalsaydı ilk doqumum sezeryan olsunda ama maalesef doktorum normal die diretince 16dan gazla dikişle normal doqurdum 3 qünde zor oldu.. iyi doktora denk qelirsin inşallah.. şahsen bende travma oldu doqum anı doktorum yüzünden 3 Kızlar doğum için hangi yöntemi düşünüyorsunuz. Normal doğum mu yoksa sezeryan mı tercih edersiniz benim ilk doğumum biraz korkuyorum. Sezaryen mı yapsam ? Ikinciyide normal düşünüyorum canim 4 Kızlar doğum için hangi yöntemi düşünüyorsunuz. Normal doğum mu yoksa sezeryan mı tercih edersiniz benim ilk doğumum biraz korkuyorum. Sezaryen mı yapsam ? Kuzum benimde ilk doğum ve normal düşünüyorum. Allah nasip eder de bir terslik çıkmazsa sezeryani asla düşünmüyorum 5 Kızlar doğum için hangi yöntemi düşünüyorsunuz. Normal doğum mu yoksa sezeryan mı tercih edersiniz benim ilk doğumum biraz korkuyorum. Sezaryen mı yapsam ? Benim ikinci ilk sezaryan olmuştu ikinci de sezaryan olacak canım yani illa sezaryan ol diyemem doğum korkusu iki şekilde de oluyor çünkü normal yapmasan bile o korku illa olacak
İÇİNDEKİLERNormal Doğum mu Sezaryen mı olmalı?Related Posts Kaygı Nedir? – Kaygı Çeşitleri Neler? Kanal Tedavisi Endodonti Hakkında Merak Edilenler Varis nedir? Belirti ve tedavi yöntemleri nelerdir? COVID-19 ve ÇOCUKLAR Vajinal doğumun avantajlarıVajinal Doğum Ve Sezaryen Doğum Arasındaki FarklılıklarPlanlı sezaryenin avantajlarıPlanlı sezaryenin dezavantajları Hamilelikte anne adayları çok farklı duyguları bir arada yaşarlar. Çiftler duygusal karışıklıklardan sıyrılıp hastanede bebeklerine kavuşacakları anı ve doğumda bebeği kucaklarına alacakları dakikaları sabırsızlıkla beklerken, doğum, hayatta unutulmayacak anlardan birisi olarak yaşanmaktadır. Anne ve baba adaylarının gebelik boyunca en çok kararsız kaldıkları kafalarında karışıklığa neden olan konu doğum şeklidir. Normal doğum sezaryenden , sezaryen de normal doğumdan üstün değildir. Her iki doğum şeklinin birbirine ait avantaj ve dezavantajları vardır. Doğum şekline karar verirken anne adayının tüm koşulları ihmal edilmeden göz önüne alınarak karar verilmelidir. Vajinal doğumun avantajları Bu doğum yapmanın doğal yoludur. Vücudunuz herhangi bir tıbbi müdahale olmadan vajinal yolla doğum yapmak üzere programlanmıştır. Doğum rahim ağzının açılmasıyla başlar ve yeni doğan bebekle biter. Kadınlar vajinal doğum sonrası güçlenme ve bir şeyi başarmış olma hissi duyarlar. Çocuk doğurma deneyimine aktif olarak katılırlar. Vajinal doğum sonrası hastane yatışının daha kısa olması. Doğum sonrası 24 ile 48 saat hastanede kalırsınız. Vajinal doğum ile daha hızlı iyileşir ve daha az doğum sonrası ağrınız olur. Bebeğinizin TTN yenidoğan bebeğin akciğerlerinden su atılamaması dahil belli bazı solunum problemleri olma olasılığı daha azdır. TTN ciddi bir serum değildir ve tedaviyle 2 ile 7 gün arasında temizlenir. Prematüre bebeklerde ve sezaryen ile normal zamanında doğan bebeklerde daha çok görülür. Doğum kanalından geçerken oluşan basınç bebeğin akciğerlerindeki bu ekstra sıvının sıkışarak dışarı çıkmasına yardımcı olur. Ayrıca doğal doğum akciğerlerden sıvıları temizleyen epinefrin hormonunu salgılanmasını tetikler. Vajinal olarak doğan bebeklerde ilerleyen yaşlarda astım, yiyecek alerjileri ve laktoz intoleransı görülme ihtimalinin daha az olduğu bildirilmektedir. Bunu nedeni doğum kanalından geçerken bebeğin yararlı bakterilere maruz kalması olabilir. Vajinal Doğum Ve Sezaryen Doğum Arasındaki Farklılıklar Ikinci ve sonraki hamileliklerde, doğum daha kısa sürebilir ve daha hızlı ilerleyebilir. Vajinal olarak doğum yapan anneler sezaryen yapanlara göre daha çabuk ve daha etkili şekilde emzirebilirler. Vajinal doğum sonrası hemen temas kuracağınız için bebeğinizle bağlantı kurmak daha kolay olabilir. Vajinal doğumda daha az kanama, kan pıhtısı ve iç organ hasarı riskiniz olur. Vajinal doğumun dezavantajları Doğum korkusu bazı kadınlar için anksiyete ve duygusal çalkantıya neden olabilir. Vajinal doğumların çoğu riskli olmasa da doğum sırasında annede kanama dahi beklenmedik komplikasyonlar oluşabilir. Vajinal doğumda perinede yırtık riskiniz olur. Bu durum, hafif yırtıklardan kalın bağırsağa kadar giden dördüncü derece yırtıklara kadar değişebilir. Bu iyileşme sürenizi uzatabilir. Doğum sırasında kordon dolanması ya da başka problemler nedeniyle bebeğinizin oksijensiz kalma riski vardır. Bebeğiniz doğum kanalından geçerken morarma, şişlik ve nadir durumlarda kemik kırıkları dahil fiziksel travma yaşayabilir. Fiziksel travma riski yardımlı vajinal doğumlarda artar forseps ya da vakum kullanımı. Vajinal doğumlar doğum sonrası rahim, idrar torbası sarkması, idrar kaçırma ihtimalini artırabilir. Çok nadir durumlarda, rahim dönmesi oluşabilir. Bu rahminizi üst kısmının içinin dışına çıktığında görülen yaşamı tehdit edici bir komplikasyondur. Hemen tedavi edilmezse, ciddi kanamaya ve şoka annenin ölümüne yol açabilir. Yırtığınız varsa ya da epizyotomi yapılmışsa, bebeğinizin doğumunu takip eden üç ay içinde cinsel ilişki sırasında acı hissedebilirsiniz. Bazen doğum sırasında kuyruk kemiğinizi incitebilirsiniz. Bu yaralanmalara sık rastlanılmaz ancak dar ya da farklı bir pelvisiniz varsa ve büyük bir bebek doğuruyorsanız zedelenme, kemik çıkması ya da kırılması daha olasıdır. Vajinal doğum yapan kadınlarda üriner intontinans idrarını tutamama oranı sezaryen yapan kadınlara göre daha yüksektir. Yardımla vajinal doğum yapmak, uzun süren ıkınma aşaması ve büyük bir bebek doğurma riskinizi arttırır. Planlı sezaryenin avantajları Planlı sezaryen kadınlar için daha rahat olabilir. Çünkü bebeğin doğum tarihi genelde önceden programlanır, annenin doğum ile ilgili daha az stresi ve endişesi olur. Kadınlar bebeklerin ne zaman doğacaklarını bildikleri için kendilerini daha kontrollü hissederler ve işten izinlerini, bebeğin odasını vb. Daha iyi planlayabilirler. Planlı sezaryen ile post term doğumun normalden geç olduğu hamilelikten kaçınabilirsiniz. Sezaryen ameliyatların çoğu normalde hamileliğin 39 ya da 40, haftasında planlanır. Vajinal doğum ve planlanmamış sezaryen ile karşılaşıldığında, planlı sezaryen ameliyatlarında daha az doğum sonu kanama riski vardır. Postpartum doğum sonrası kanamasının en sık görülen nedeni olan uterus atonisi uterus/rahim bebek ve plasenta çıktıktan sonra normal şekilde kasılarak büzülmez planlı sezaryende en aza indirgenir. Acil sezaryen ile kıyasla, planlı bir sezaryenin biraz daha düşük komplikasyon riski vardır; örneğin enfeksiyon, karın içi organlara kazayla yaralanması, bebekte kesin ve anestezi ile ilgili problemler gibi. Cinsel yollardan bulaşan bir hastalığınız ya da bir enfeksiyonunuz varsa örneğin, herpes, HIV, hepatit ve HPV bebeğinizi enfekte etme riskinizi sezaryen ile büyük oranda azalır. Vajinal doğumda oluşan şişlik ya da berelenme gibi doğum travmalarına yönelik daha düşük riskiniz olur. Pelvik taban yaralanması riskiniz daha düşük olabilir. Planlı sezaryen ile doğum yapan kadınlarda doğumu takip eden haftalarda daha az idrar inkontinansı idrar tutamama görülmektedir. Ancak doğumdan iki ve beş yıl sonra iki grup arasında herhangi bir fark yoktur. Planlı sezaryenin dezavantajları Sezaryen cerrahi riskler ve anestezi kaynaklı komplikasyonları olan büyük bir karın ameliyattıdır. Anestezinin yan etkileri, şiddetli baş ağrısı, bulantı ve kusma olabilir. Planlı sezaryen ameliyatı olan kadınlar, vajinal doğum yapanlara göre hastanede daha uzun kalırlar ve doğum sonrası iyileşme süreleri daha uzun olur. Planlı bir sezaryen doğumda, tahmin edilen doğum yapma tarihiniz doğru değilse olası bir erken preterm doğum ile karşı karşıya kalırsınız. Komplike bir sezaryen ameliyatında cerrahın kaza ile bağırsaklarınızı ya da mesanenizi kesme riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Vajinal doğuma göre sezaryende daha fazla kan kaybedersiniz. Sezaryen olan kadınların yüzde iki ile üçü kan verilmesine ihtiyaç duyar. Sezaryen ameliyatında yaklaşık ml ya da 1 litre kan kaybedersiniz. Sezaryen sonrası bağırsak fonksiyonlarınızda azalma olabilir. Sezaryen ile dünyaya gelen bebeklerde solunum ile ilgili problemlere daha çok rastlanır. Bazı araştırmalar bebek ölümlerinin bebeğinizin hayatının ilk 28 gününde ölmesi planlı sezaryende, vajinal doğuma göre daha yüksek olduğuna işaret etmektedir. Kalabalık bir aile düşünüyorsanız, planlı sezaryene karar vermeden daha fazla düşünmek isteyebilirsiniz. Bir ya da daha fazla sezaryen ameliyatlarından sonra, gelecekteki hamileliklerde plasenta plevia plasentanız rahminizde aşağıda oluşur ve rahim ağzının girişini kısmen ya da tamamen kapatır ve plasenta akreata Plasenta rahim duvarına çok derin şekilde tutunur oluşma riskiniz artar. Daha önce sezaryen ameliyatı geçirmeniz rahim yırtılması riskini arttırır genelde sezaryen esinin tarafından oluşan rahim duvarındaki bir yırtık. Emzirmek sezaryen doğum sonrası daha güçtür. Kadınlar ameliyat sonrası rahatsız durumdadır ve bebekle hemen temas kuramayabilir. Bazen doktorun neşteri sezaryen sırasında bebeğe ulaşabilir. Böyle bir durumda olan kesiler çoğunlukla çok küçüktür. İsteğe bağlı sezaryen vajinal doğuma göre daha pahalıdır.
sezeryan mı normal doğum mu korkuyorum